Ürolojide Laparoskopi
Böbrek ve prostat kanseri ameliyatları, böbreğin bir kısmının ya da tamamının alınması, böbrek çıkış darlığının düzeltilmesi gibi üroloji ameliyatlarının kapalı yani laparoskopik yöntem ile yapılması, hastanın ağrısız ve hızlı iyileşmesine olarak sağlamaktadır.
Kapalı ameliyatlar vücutta açılan 0,5 – 1,5 cm’lik küçük deliklerden girilerek, vücut içine yerleştirilen teleskopa monte edilmiş yüksek çözünürlüklü kamera sistemi ile bir ekrana yansıtılan ve organın yaklaşık 10-15 kat büyütülmüş görüntüsü eşliğinde yapılmaktadır. Açık olarak yapılan böbrek ameliyatlarında bel bölgesindeki kasların çoğunun kesilmesi gerekmektedir. Laparoskopi ameliyatlarında ise hiçbir kasın kesilmesine gerek yoktur. Çünkü karın boşluğuna ince tüplerle girilerek kasların arasından onlara zarar vermeden böbrek ameliyatı yapılmaktadır.
Kapalı ameliyatların küçük kesilerden yapılması ve kas kesilmemesi bu ameliyatların açık ameliyatlar ile kıyaslandığında hasta için daha konforlu ve daha az ağrılı olduğunu göstermektedir. Açık ameliyatla kesilen kaslar sonrasında tam iyileşme sağlansa bile hasta her hareketinde bu kasları kullanmak zorunda olduğu için yaşam kalitesi olumsuz etkilenmektedir. Hasta ağrılı bir iyileşme dönemi geçirir. Kapalı ameliyat sonrası hastalar daha hızlı bir şekilde normal hayatlarına geri dönebilmektedir.
Laparoskopik cerrahide organın büyütülmüş görüntüsüyle ameliyat yapılabilmesi, örneğin böbrek ameliyatlarında önemli bir avantaj sağlamaktadır. Böbrek, damarları yoğun ve kanamaya meyilli bir organdır. Böbreğin tam ya da kısmen alındığı ameliyatlarda böbreğe giren-çıkan damarların kontrolünün iyi yapılması gerekmektedir. Açık cerrahide gözden kaçarak, kanamaya neden olabilecek damarlar laparoskopik cerrahide tam olarak görülebildiğinden bu damarlar çok daha güvenle bağlanabilmektedir. Kapalı cerrahi yöntem ayrıca bu gibi özellikleri ile kanserin tam çıkartılması açısından da birçok avantaj getirmektedir.
Kapalı ameliyatlar çok küçük kesilerden yapılarak neredeyse görülmeyecek izler bırakmaktadır. Bu yüzden böbrek çıkışının darlığının düzeltilmesi gereken genç hastalar başta olmak üzere tüm böbrek, prostat ve idrar kesesi ameliyatlarında laparoskopik yöntemin estetik açıdan da avantajı çok üstündür. Böbrek çıkışının darlığı hastalığının bulunduğu çoğunluğu genç hastaların önemli kısmının bayan olması estetik kaygıları ortadan kaldıran laparoskopik ameliyatların önemini daha da artırmaktadır. Estetik sonuçların en üst düzeye ulaştığı bir laparoskopik cerrahi yöntem ise “tek delik” (tek port) cerrahisidir. Özellikle göbek deliğinden girilerek yapılan bir kapalı ameliyat yöntemi olan “tek delik” cerrahisinde böbrek alınması ve diğer böbrek ameliyatları tamamen göbek deliğinden girilerek yapılmaktadır. Ameliyat sonrası vücutta hiçbir ameliyat izi kalmamaktadır.
Prostat ameliyatları prostatın anatomik yerleşiminin leğen kemiğinin en alt noktasında olmasından dolayı zor ameliyatlardır. Prostat, leğen kemiğinin en alt bölümünde yerleşmiştir. Bir huninin dibine yerleşmiş bir pinpon topu gibi düşünüldüğünde prostata uygulanacak açık cerrahilerde bu bölgeye ulaşmak da zor olmaktadır. Laparoskopik ameliyatlarda ise bu dar alanda cerrahi laparoskopik aletler ile çok daha rahat yapılabilmektedir. Görüntünün 10-15 kat büyütülmesi mümkün olduğundan bu sinirler korunabilmekte, böylelikle ameliyat sonrası idrar kaçırma ve cinsel fonksiyon bozukluğu yaşanmamaktadır.